“Dönüşüm: Bornova Sokağı" Belgeseli Senaristi Fevzi Efe Sekitmez ile Röportaj Gerçekleştirdik.

Afiş Tasarımı:Sezer Gök, Röportaj: Eylem Esen Arabacı

Yönetmenliğini Aycan Karadağ ve İbrahim Kucuş’un, yapımcılığını Aycan Karadağ’ın, senaristliğini Fevzi Efe Sekitmez’in üstlendiği, kendi deyimleri ile “Kolektif bir emek ürünü” olan Dönüşüm: Bornova Sokağı belgesel filminin senaristi Fevzi Efe Sekitmez ile belgesel fikrinin oluşma aşamasından, çekim sürecine, toplumda oluşturacağı yankıdan, Trans+ hareketi için etkilerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. 

Öncelikle “Dönüşüm: Bornova Sokağı" belgeselinin fikri nasıl ortaya çıktı? Bu projeye başlamaya nasıl karar verdiniz?

Belgesel fikri, İzmir’in sokaklarında yaşanan gerçek hikayeleri duyma ve anlatma arzusuyla ortaya çıktı. Bornova Sokağı, 1980’lerden sonra trans kadınların yoğun olarak yaşadığı ve mücadele ettiği bir bölge. 2022 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından sokakta yayalaşma çalışması yapıldı. Bu olaydan sokakta büyük bir değişim yaşandı. Bölgede yaşanan soylulaştırma projesini gözler önüne sermek amacıyla bu projeye başlamaya karar verdik. 

Belgeselde yer alan trans kadınların hikayelerini nasıl seçtiniz? Onların yaşadıkları zorlukları ve başarılarını anlatmak için hangi kriterleri kullandınız?

Belgeselde yer alan trans kadınların hikayelerini seçerken, farklı yaş ve geçmişlerden gelenlerin temsil edilmesine özen gösterdik. Hikayeleri seçerken, onların yaşam mücadeleleri, karşılaştıkları ayrımcılık, şiddet ve aynı zamanda başardıkları ve güçlendikleri anlara odaklandık. Bu sayede, toplumun geniş bir kesimine hitap edebilecek, empati yaratabilecek ve ilham verebilecek hikayeleri seçtiğimizi düşünüyoruz. 

Çekim süreci nasıldı? Özellikle zorlandığınız veya duygusal olarak etkilendiğiniz anlar oldu mu? Bu belgeseli yaparken karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi? Hangi kurumlar veya kişiler size destek oldu?

Çekim süreci oldukça yoğun ve duygusal geçti. Trans kadınların yaşadıkları şiddet ve ayrımcılığı birebir dinlemek, ekip olarak bizi derinden etkiledi. Belgesel çekimleri esnasında trans kadınlara saldırı olaylarına şahit olduk. Belgeselimizde bunlara da yer verdik. Bize de bazı saldırı girişimleri oldu. Kurum kuruluşlardan destek almadık. Bize inanan dostlarımız bize destek verdi. 

Belgeselin toplumda nasıl bir yankı uyandırmasını bekliyorsunuz? Çekim sırasında veya sonrasında izleyicilerden aldığınız tepkiler nasıldı? Belgeselin trans kadınların yaşadığı gerçeklikleri daha iyi anlamamızı sağladığını düşünüyor musunuz? Bu tür projelerin kapsayıcılığı artırmak adına nasıl bir etkisi olabilir?

Belgeselin, toplumda trans kadınlara yönelik farkındalığı artırmasını ve empati yaratmasını bekliyoruz. Çekim sırasında ve sonrasında izleyicilerden aldığımız tepkiler genellikle olumlu oldu; birçok kişi trans kadınların yaşadığı zorlukları daha iyi anladığını ve bu konuda daha duyarlı hale geldiğini belirtti. Bu tür projeler, kapsayıcılığı artırmak ve ötekileştirilen bireylerin sesini duyurmak adına büyük bir etki yaratabilir. 

Gelecekte benzer temalarda başka projeler yapmayı düşünüyor musunuz? İzleyicilere vermek istediğiniz başka mesajlar var mı?

Gelecekte, benzer temalarda başka projeler yapmayı kesinlikle düşünüyoruz. Ötekilerin sesini duyurmaya devam edeceğiz. İlk olarak Türkiye’nin ilk pavyon belgeseli Beyazlar Sönsün’üyaptık. Şimdi de Dönüşüm: Bornova Sokağı belgeselini hayata geçirdik. Sistemin ötekileştirilmesine karşı mücadele edeceğiz. 

Bu belgeseli yaparken sizin kişisel olarak öğrendiğiniz veya değiştiğiniz bir şeyler oldu mu?

Bu belgeseli yaparken, trans kadınların karşılaştıkları zorlukları ve güçlükleri daha derinden anlama fırsatı bulduk. Aynı zamanda, onların mücadeleleri ve direnişlerinden ilham aldık. Kendi önyargılarımızı sorguladık ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda daha bilinçli hale geldik. 

Bu belgeselin toplumda trans bireylere yönelik farkındalığı ve empatiyi artırmak adına ne tür etkileri olabilir?

Belgeselimiz, transların yaşadığı gerçeklikleri gözler önüne sererek toplumda farkındalığı artırabilir. İzleyicilerin, trans kadınların hikayelerini dinleyerek empati geliştirmeleri ve onları daha iyi anlamaları mümkün olabilir. Bu tür projeler, ayrımcılıkla mücadele etmek ve toplumsal kapsayıcılığı artırmak adına önemli adımlar atılmasını sağlayabilir. Toplumda daha fazla anlayış ve hoşgörü yaratma potansiyeline sahip olan bu belgeselin, trans kadınlara yönelik olumlu bir değişim yaratacağını umuyoruz.