ABD'de Federal Mahkemeden Emsal Karar: Trans ve İnterseks Kişiler Cinsiyet Kimliklerine Uygun Pasaport Alabilecek

Boston’daki bir federal mahkeme, Trump yönetiminin trans ve intersekslerin doğumda atanan cinsiyetleriyle uyumlu pasaport almasını zorunlu kılan politikasına karşı önemli bir karara imza attı.

ABD Bölge Hakimi Julia Kobick, altı trans ve iki interseks kişinin açtığı davada, Dışişleri Bakanlığı'nın bu politikayı uygulamasını durduran önceki kararını genişletti. Kobick, Nisan ayında verdiği ilk kararda, söz konusu politikanın anayasaya aykırı olabileceğini belirtmişti. Yeni ihtiyati tedbir kararı ise, bu süreç sonuçlanana kadar tüm transların cinsiyet kimlikleriyle uyumlu pasaport almasının önünü açıyor.

Karar, pasaportu olmayanlar, süresi bir yıl içinde dolacak olanlar, kayıp ya da çalıntı pasaportu bulunanlar ile isim ya da cinsiyet işaretini güncellemek isteyen kişileri kapsıyor.

Trump yönetimi, Ocak ayında göreve başlayan Başkan’ın imzaladığı “Kadınları Cinsiyet İdeolojisi Aşırılığından Koruma ve Federal Hükümete Biyolojik Gerçeği Geri Yükleme” başlıklı yürütme emriyle, yalnızca doğumda atanan cinsiyete uygun pasaportlar düzenlenebileceğini duyurmuş; X işaretli pasaportları ve Yurt Dışında Doğum Konsolosluk Raporları’nı (CRBA) iptal etmişti.

Mahkeme kararında, yürütme emri ve pasaport politikasının, cinsiyete dayalı ayrımcılık içerdiği vurgulandı. Hakim Kobick, “Bu uygulama, anayasa kapsamında ara denetime tabidir ve hükümetin, bu uygulamanın önemli bir kamu yararıyla doğrudan ilişkili olduğunu göstermesi gerekir. Ancak hükümet bu standardı karşılamada başarısız olmuştur.” dedi.

Davayı açan Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU), mahkeme kararını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek şu açıklamayı yaptı: “Bu iyi bir haber olsa da, yürütme emri tamamen iptal edilene kadar mücadeleye devam edeceğiz.”

ACLU’nun sunduğu örnekler arasında, bir kadının pasaportunun “erkek” olarak düzenlenmesi, diğer başvuru sahiplerinin ise başvurularının askıya alınmasından ve pasaportlarının ellerinden alınmasından korktukları için başvuru yapamamaları yer aldı. Davacılardan biri ise 9 Ocak’ta yaptığı başvuruda adını ve cinsiyet ibaresini güncellemek istediğini belirtti, fakat hâlâ pasaportuna ulaşamadı. Bu gecikme nedeniyle bir aile düğünü ve uluslararası bir botanik konferansına katılamama riski taşıyor.

Trump yönetimi ise savunmasında, pasaport politikasının anayasanın eşit koruma ilkelerine aykırı olmadığını ileri sürdü. Ayrıca başkanın pasaport düzenlemelerinde geniş yetkilere sahip olduğunu ve politikadan dolayı bireylerin yurtdışına seyahat haklarının engellenmediğini savundu.