17 Haziran 2025 tarihinde gerçekleşen “Ahlakın Yargısı: Seks İşçilerine Karşı Açılan Dijital Suç Dosyaları” başlıklı buluşmada, translar ve seks işçileri, müstehcenlik gerekçesiyle ifadeye çağrılma deneyimlerini paylaştı. Etkinlikte, polis müdahalelerinden sosyal medya paylaşımlarına kadar birçok başlık tartışıldı.
Katılımcılar, özellikle son dönemde artan şekilde müstehcenlik iddiasıyla ifadeye çağrılmalarına dikkat çekerek, bu süreçte yaşadıkları hukuksuzlukları ve baskıları görünür kıldı. Etkinliğe konuşmacı olarak katılan avukat Nergiz Görnaz, kolluk kuvvetlerinin özellikle trans kadınların telefonlarına hukuksuz biçimde el koyarak içeriklerine erişmeye çalıştığını belirtti.
“Fuhuş yapmak suç değil”
Avukat Nergiz Görnaz, fuhuş yapmanın Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak tanımlanmadığını, ancak "fuhuşu kolaylaştırmak" gibi muğlak ifadelerle seks işçilerinin hedef alındığını vurguladı. Eskiden Kabahatler Kanunu kapsamında işlem yapılan seks işçilerinin artık daha ağır yaptırımlarla karşı karşıya kaldığını belirtti.
İfade Sürecinde Ne Yapmalı?
Katılımcılara ifade sürecinde dikkat edilmesi gerekenleri de aktaran Nergiz, “Polis aradığında tek başınıza gitmeyin. Mutlaka bir avukatla birlikte ifadeye gidin. Avukatsız verilen ifadeler, mahkeme sürecinde yönlendirme iddiasıyla geçersiz saydırılabilir,” dedi.
Ayrıca, derneklerde sunulan hukuki danışmanlığın sınırlarına da değinildi: Dernek avukatlarının kişileri ifadeye götürebilmesi için vekâletnameye ihtiyaç duyulduğu hatırlatıldı.
Etkinlikte, sosyal medya kullanımı da gündeme geldi. Katılımcılara, sosyal medya mecralarında müstehcenlik ve ahlak gerekçeleriyle hedef alınmamaları için nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda bilgi verildi.
Hukuksuzluk Karşısında Şikâyet Yolları
Son olarak, hukuksuzluğa uğrayan kişilerin kullanabileceği şikâyet mekanizmaları üzerine bilgilendirme yapıldı. Katılımcılara, barolardan destek alma, kolluk kuvvetleri ve savcılık nezdinde şikâyet dilekçesi hazırlama gibi yollar anlatıldı.
“Ahlakın Yargısı” etkinliği, trans+ ve seks işçilerinin maruz bırakıldıkları sistematik baskıya karşı hukuki farkındalık oluşturmayı ve dayanışmayı güçlendirmeyi amaçladı.
