
Fotoğraf: Kazım Kızıl
Röportaj: Eylem Esen Arabacı
İzmir Alsancak’ta trans kadınların yoğun olarak yaşadığı Bornova Sokak, bir kez daha baskı ve müdahalelerle gündemde. Konak Kaymakamlığı tarafından alınan karar doğrultusunda sokakta yer alan 14 daire hakkında “fuhuşla mücadele” gerekçesiyle kapatma kararı verildi. Karar, hafta başında evlerde yaşayan trans kadınlara tebliğ edildi. Evlerin boşaltılması için Cuma gününe kadar süre tanındı.
Kararın öncesinde ise polisin mahalledeki emlakçıları arayarak evlerde kalan kişilerin kimlik bilgilerini ve kira kontratlarını talep ettiği öğrenildi. Sokak sakinlerinden B.T., yaşadıkları süreci Pembe Hayat’a anlattı.
B.T., yaşadıklarını şöyle aktardı:
“11 Temmuz sabahı emlakçıdan gelen telefonla uyandık. Sesi oldukça tedirgindi. Kendisinin ve ev sahibimizin ahlak büro tarafından arandığını, evde yaşayanların kimlik bilgilerinin ve yasal kontratlarının istendiğini söyledi. Bunun üzerine avukatımızla birlikte ahlak büroya gittik ve tebligatları oradan aldık.”
Daha önce de evlerinin 3’er aylık sürelerle kapatıldığını belirten B.T., bu kez emniyetle kurulan iletişimin önceki müdahalelere kıyasla farklı olduğunu söyledi:
“Emniyetteki memurlar bize karşı oldukça içtendi. Hatta yaşadıklarımıza üzüldüklerini söylediler. İtiraz hakkımız olduğunu ve bunu mutlaka kullanmamız gerektiğini belirttiler.”
Ancak bu müdahalenin barınma hakkına ciddi bir darbe olduğunu vurgulayan B.T., yaşadıkları belirsizliğin günlük yaşamlarını altüst ettiğini ifade etti:
“Zaten trans kimliğimizden dolayı birçok ev sahibi bize ev vermek istemiyor. Paramızla dahi ev bulamıyoruz. Sokaklarda baktığımız çok sayıda evcil hayvanımız var, kapılarımızın önünde yaşıyorlar. En çok da onlar için üzülüyoruz. Kendimizi unuttuk neredeyse. Şu an ne yapacağımızı bilmiyoruz, sokakta kalabiliriz.”
B.T., kararın ardında devletin sistematik baskı politikalarının olduğunu düşünüyor:
“LGBTİ+’ları hedef gösteren haberlerle toplumun zihni zehirlendiğini düşünüyoruz. ‘Aile yılı’ ilanı ve LGBTİ+ karşıtı kampanyaların ardından bu kapatma kararlarının gelmesi tesadüf değil. Farklı şehirlerde de benzer müdahalelerin yaşandığını duyduk. Her şeyin bir düğmeye basılmış gibi aynı anda olması bunun bir planlama olduğunu gösteriyor.”
“En temel hakkımız yaşamak; bu suç olmamalı”
Yetkililere, kamuoyuna ve insan hakları savunucularına çağrıda bulunan B.T., transların maruz bırakıldığı ayrımcılığın son bulmasını istiyor:
“Zaten zor olan yaşam koşullarımızı daha da zorlaştırmasınlar. Kimsenin ahlakını bozmuyoruz, sadece yaşama tutunmaya çalışıyoruz. Her gün televizyonlarda ahlaksızlık örnekleri izliyoruz; aile içi şiddet, çocuk istismarı, hayvana şiddet, yolsuzluk... Bu çürümüşlükle mücadele etsinler, bizimle değil. Biz sadece yaşamak istiyoruz.”