Cumhuriyetçi Kadınlar Derneği Mersin’de LGBTİ+ Karşıtlığı Örgütlemek için Stant Açtı: “Soru ve Cevaplarla LGBT Gerçeği”

Fotoğraf: Yusuf Çelik

Cumhuriyet Derneği Kadınları dün (10 Haziran) LGBTİ+ karşıtlığı içeren basın açıklaması yapmıştı. Bugün ise Mersin Yoğurt Pazarı’nda stant açarak LGBTİ+ karşıtlığını örgütlemeye devam ediyor. 

“Soru ve Cevaplarla LGBT Gerçeği” adlı bildiriyle insanları nefrete yönlendiren Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin argümanı ise “Bizim de eşcinsel tanıdıklarımız var.” 

Stant açarak LGBTİ+ karşıtı propagandası yapan dernek, bu şekilde LGBTİ+ bireyleri hedef alarak nefret söylemine yönlendiriyor, LGBTİ+ bireylerin güvenliğini tehlikeye atıyor ve ayrımcılığı körüklüyor. Bildirinin içeriği, LGBTİ+ bireyleri hedef alan ve nefret söylemi içeren ifadelere yer veriyor.

“İnterseks dışı olan her şeyi reddediyoruz.”

Stantta yer alan İclal Çürüksoy, Yusuf Çelik’in “LGBTİ+'lar hakkında siz ne düşünüyorsunuz?” sorusuna ise şöyle cevap verdi:

“Geçtiğimiz yıllarda LGBT tabi ki vardı. Günümüzde yozlaştırıldı. Cinsiyet belirleyici unsur Allah'tir. Kadın ve erkek doğduğu zaman belirlenir bunlar. İnterseks dışı olan her şeyi reddediyoruz. Bizim dediğimiz, gidip ameliyat olup cinsiyet değiştiriyorlar. Bu toplumda hoş görülen bir unsur değil. Cinsiyetini belirliyorsan bile ortada kalma, kişinin önce kendi benliğini oluşturması gerekiyor. Kadın hissediyorsam kadınımdır. Erkek hissim varsa bunun önüne geçerim. Çünkü bu benim kendime yaptığım saygısızlıktır. Alkol uyuşturucu kumar hepsi LGBTİ+lar ile birlikte geliyor. Bedenini satıp uyuşturucu alıyor bu insanlar. Kendilerini bir yere konumlandıramıyor.”

“Soru ve Cevaplarla LGBT Gerçeği” adlı bildiride yer alanları özetlersek:

Bildiride, CSD tarafından lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel, interseks ve queer terimlerinin tanımları yapılmış ve LGBT hareketinin kuir teoriye dayandığı, doğal cinsiyetleri reddettiği ve geleneksel aile yapısına karşı olduğu belirtilmiştir.

Bildiriye göre, LGBT hareketinin insan hakları savunma gerekçesi kandırmaca olarak nitelendirilmektedir ve LGBT ideolojisinin çocukları ve ergenleri hedef aldığı ve bilim dışı görüşler yaydığı savunulmaktadır.

LGBT hareketinin içinde çocuk istismarı ve yetişkin istismarı örneklerinin olduğu ve pedofili ile zoofiliyi savunduğu iddia edilmektedir. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi'nin LGBT propagandasını hızlandırdığı ve toplumsal cinsiyet kavramını kullanarak LGBT bireyleri kapsadığı belirtilmiştir.

Doğal olan kadın ve erkek cinsiyetlerini kabul etmenin "cinsiyetçilik" olarak gösterildiği ve bunun bir yalan olduğu ifade edilmiştir.

Eşcinsel ve trans bireylere karşı doğrudan bir sorun olmadığı, ancak doğal olmayan cinsiyetlerin kamusal alanda sergilenmesinin kabul edilemez olduğu belirtilmiştir.

Onur Haftası'nın kökenleri ve LGBT hareketinin doğal olmayan cinselliği merkeze aldığı, Batı ülkelerinde çocukların bu hareketin parçası haline getirildiği ve ülkemizde de benzer etkinliklerin düzenlendiği ifade edilmiştir.

Bildirinin içeriği, LGBTİ+ topluluğuna yönelik karşıt görüşler ile dolu olup, nefret söylemi ve ayrımcılık içermektedir.