KuirFest, 23. Evvel Temmuz Festivali’ndeydi!

23. Evvel Temmuz Kültür Sanat Festivali, 6 Şubat depremlerinde yaşanan büyük yıkıma rağmen, bu yıl 6-17 Temmuz tarihlerinde, kapsayıcı bir program ve yüksek katılımla gerçekleşti. 

Festivalin “gelin yaşamı yeniden yeşertelim” diyerek yaptıkları dayanışma, birlik ve beraberlik çağrısına, bağımsız aktivistler, kurumlar ve örgütlenmeler sahip çıkarak festivalde yer aldılar. Samandağ Kalkındırma Derneği ile Akdeniz Dayanışma ve Kültür Derneği tarafından organize edilen festivalde, Samandağ başta olmak üzere, Defne ve Serinyol'da konserler, film gösterimleri, söyleşiler, paneller düzenledi. 

13 Temmuz’da, festivalin sekizinci gününde, Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği  hazırladığı “Bu Kalabalığı Hatırla” belgesel serisinin, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 filmleri gösterildi ve akabinde, film ekibinden, Feride Eralp, Deniz Bayram ve Duygu Dokuz’un katılımı ile katılımcı kadın ve LGBTİ+’larla söyleşi gerçekleşti. KuirFest, Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği ve Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği ortaklığında gerçekleştirilen etkinlik sonunda katılımcı kadınlara hijyen kiti temin edildi.

14 Temmuz’da Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği, kadınlarla, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” atölyesi yapıldı.

“Ne zaman umutsuzluğa kapılsam yüz bin kişilik yürüyüşlerden ziyade biraz daha gerisini hatırlıyorum.”

15 Temmuz’da gazeteci ve LGBTİ+ aktivist Yıldız Tar ve Duygu Dokuz’un katılımıyla yapılacak olan  “Bu Kalabalığı Hatırla” belgesel serisinin gösterimi teknik nedenlerle iptal edildi. Yıldız Tar, festivale yüz yüze katılım gösterememesi sebebi ile ilettiği dayanışma mesajında, belgesel serisinin de ismine referans vererek şu sözleri iletti:

“Bu kalabalığı hatırla derken, ben kendi adıma, kalabalıktan çok daha az insan olduğumuz zamanları hatırlamayı tercih ediyorum. Mesela 2009’da ilk onur yürüyüşünü hatırladığımda İstanbul’da, gerçekten bir avuç insandık, nerdeyse herkesi tanıyordum, yarısıyla yatmıştım, diğer yarısını da tanıyordum gibi bir durum vardı. Ve ben o günden yüz bin kişinin yürüdüğü bir yürüyüşe gelebileceğini hiç düşünmezdim. Ve ne zaman umutsuzluğa kapılsam, yüz bin kişilik yürüyüşlerden ziyade biraz daha gerisini hatırlıyorum.”
 

Konserlere, atölyelere ve çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapan 23. Evvel Temmuz Festivali, etkinlikler ve etkinliklere katılım açısından, LGBTİ+ görünürlüğüne ve LGBTİ+’lar için güçlendirici deneyimlere alan açtı. 

“Dayanışmayı, yoldaşlığı, koliliği, lubunyalığı en güzel haliyle hissetim”

Evvel Temmuz Festivali gönüllü ekibinden Gizem, bir lubunya olarak festival deneyimlerini şu şekilde anlattı. 

“Ben Kayseri’nin en gözde lubunyasıyım. Bu zamana kadar bastırılmış duygularla büyütüldüm ve yaşadım. Hem lubunya oluşumun hem kadın oluşumun çok zorluklarını yaşadım ve mücadelesini verdim vermeye de devam ediyorum. Bu yıl yaşanan deprem tüm Türkiye’yi etkiledi ama LGBTİ+’ları daha çok etkilediğini biliyoruz. Deprem bölgelerindeki lubunyalar için daha zorlu bir süreç oldu, üzerine son seçim sonuçlarından sonra iktidar, ilk hedefe aldığı LGBTİ+ bireylere yönelik hedef gösterme yıldırma korkutma politikalarını onur haftalarında yaptığı saldırılar ve işkencelerde gösterdi. Ama bu yıl Hatay’da yapılan Evvel Temmuz Festivali programında kendimi yeniden inşa ettiğim bir süreç oldu. Özgürce ifade ettiğim duygu düşüncelerimi paylaştığım bir alandı. Tanıştığım lubunyalarla yapılan atölyelerde yapılan sohbetlerde umut ışığı oldular o kadar yaşanan zorlu süreçler de bizlerin(lubunyaların) duygu ve düşüncelerine önem veren insanların olması beni çok iyi hissettirdi. Çünkü aileme gizli bir LGBTİ+ bireyim. Bir de Kayseri’de köyde yaşayıp büyüyen bir bireyim, tahmin edebileceğiniz gibi benim için zorlu bir yaşam. Kendimi her gün yeniden tanıdığım bu süreçte festivalde tanıştığım insanların desteği, festivalin bizleri gözetmesi ve yaptığı etkinlikler, bana bireysel olarak daha da güç verdi. Bu festival çok zor şartlar altında yapıldı, çok yoğun ve yorucu bir süreçti, fiziki yorgunluklarımız çok fazlaydı, ama bir lubunya olarak fiziken ne kadar yorulduysak manevi olarak da o kadar güçlendiğim bir festivaldi. Aslında yalnız olmadığımı hissettim. Çok güçlü mücadeleci insanlar olduğumuzu, dayanışmayı, yoldaşlığı, koliliği, lubunyalığı en güzel haliyle hissetim. Çok kısıtlı yoğun ve yorucu şartlar altında yapılan bu festivalde lubunya olarak kendimi çok iyi ve güçlü hissettiğim için bütün lubunya arkadaşlarıma yoldaşlarıma, tanıdığım tanımadığım herkese çok teşekkür ederim, benimle aynı duyguları paylaşan lubunyalara selam olsun. Nerdesin aşkım, Evvel Temmuz’dayım aşkım!”