Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği’nin düzenlediği 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Haftası, bu yıl da anlamlı etkinliklerle dolu bir programla başladı. Dün (19 Kasım) gerçekleşen açılış gecesinde “Yaşamak İstiyorum!” Sergisi, saat 20:00'de sanatseverler ve hak savunucularıyla buluştu. Sergi, transların hak mücadelesinde simge bir isim olan Bülent Ersoy’un hayatına ve direnişine odaklanıyor.
Bülent Ersoy’un, cinsiyet uyum süreci boyunca karşılaştığı hukuki ve toplumsal engelleri, transfobik manşetleri ve ayrımcı söylemleri nasıl göğüslediğini ve sahnede var olma inancından asla vazgeçmediğini gözler önüne seren sergi, ziyaretçilerini etkileyici bir yolculuğa çıkarıyor. Sergide yer alan belgeler, fotoğraflar ve haber manşetleri, sadece Ersoy’un değil, Türkiye’deki trans topluluğunun da var olma mücadelesini ve cesaretini yansıtıyor.
Sergi açılış konuşmasını gerçekleştiren Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği Genel Koordinatörü Melis Arslan, “Öncelikle, kimsenin kimseye aktivizm borcu olmadığını bir kez daha hatırlayalım. Trans olmak, gökkuşağı bayrağıyla dünyayı dolaşıp her köşede direniş çadırı kurma zorunluluğu getirmez. Hepimiz kendi yolumuzda hayatta kalmaya çalışıyoruz ve bu hayatta kalma çabası bile başlı başına bir aktivizmdir. Aktivizm, kimlikler üzerinden yüklenen bir zorunluluk haline getirilemez. İnsan olmanın en temel hakkı, birey olarak var olabilmektir ve bu hak hiçbir koşula bağlı olmamalıdır.” dedi.
“Trans Yaşamlarımız Değerlidir!”
Sergi açılış konuşmasının ardından Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği’nin 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü için okunan basın açıklamasında ise sözlere “Trans Yaşamlarımız Değerlidir!” diyerek başlandı. Konuşmanın devamında bu anlamlı günde bir araya gelmenin önemine vurgu yapılırken, trans+ların yaşadığı zorluklara ve bu zorluklar karşısında geliştirilen mücadele pratiklerine değinildi.
Derneğin basın açıklamasını okuyan Melis Arslan, “Sözlerimizi, "varız, buradayız ve birlikte daha güçlüyüz" diyerek tamamlamak istiyoruz. Bizim varoluşumuz silinemez; mücadelemiz, her yeni günle daha da kuvvetlenir ve sesimiz, engeller ne olursa olsun, daima yükselir!” dedi.
Konuşmanın devamında ise “Tüm hukuksuzluklara, fırsat eşitsizliklerine, hedef göstermelere, ayrımcı politikalara, yaşam hakkımıza göz dikenlere, varoluşumuzu yok sayan erkek devlete ve onun eliyle yükseltilen şiddete ve bilimum baskı ve yasaklamalara karşı söylemek istediğimiz bir şey var.
Sevgili Devran Çağlar’ın bir şarkısında söylediği gibi;
“Ben sana boyun eğmem/ Af dilemem ölsem bile/ Elinden geleni, ardına koyma!” diyerek basın açıklamasını sonlandırdı.
Dilek İnce Nefret Suçları ile Mücadele Onur Ödülü Töreni
Basın açıklamasının ardından saat 21:30’da ise Dilek İnce Nefret Suçları ile Mücadele Onur Ödülü Töreni gerçekleştirildi. Pembe Hayat’ın her yıl düzenlediği bu ödül töreni, nefret suçlarına karşı mücadelede önemli katkılar sağlayan hak savunucularını onurlandırdı. Bu yıl, ödüller büyük bir özveriyle aktivizm sürdüren ve geçtiğimiz aylarda Kayseri’de yaşanan ırkçı saldırıları eleştirdiği için tutuklanan İris Mozalar ve cesur performansları, sahnedeki etkileyici varlığıyla tanınan trans oyuncu ve aktivist Meli Bendeli’ye takdim edildi. Ödül töreni, hem mücadelelerinin kıymetini vurgulamak hem de nefret suçlarına karşı direnişin simgesi olan Dilek İnce’nin anısını yaşatmak için bir fırsat sundu.
Ödüllerini almak üzere sahneye çıkan Mozalar konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bu ödül mücadele eden tüm transların hikayesini simgeliyor. Bu ödül nefretin karşısında dimdik duran bir iradenin sembolü. Bu ödülü hayatını nefret suçu yüzünden hayatını kaybeden tüm translar adına alıyorum. Mücadeleye devam edeceğiz. Patronsuz pezevenksiz bir dünya için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
İris Mozalar’ın ardından ödülünü almak üzere sahneye çıkan Meli Bendeli ise ödüle layık görüldüğünden kaynaklı gurur duyduğunu ifade ederek “Keşke her şey bu kadar zor olmasaydı. Ben sadece kadın gibi hissettim” dedi.
DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki’den 20 Kasım Mesajı
Açılışa katılamayan DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, açılışa selam göndererek dayanışma mesajını iletti:
“Bütçe dönemi dolayısıyla Meclisteki işlerimin yoğunluğu ve bu hafta nöbetçi olmam sebebiyle çok istememe rağmen aranızda olamadığım için üzgünüm.
20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü’nde başta Dilek İnce, Hande Kader, Hande Buse Şeker olmak üzere transfobik şiddetin hedefi haline getirilen, nefret cinayetleriyle katledilen, cis-heteroseksist sistemin kuşatmasında intihara sürüklenen tüm arkadaşlarımızı saygıyla anıyorum.
Dayanışmayla, transfobik düzenin ürettiği nefretin karşında durmaktan, mücadeleyi her zeminde sürdürmekten geri adım atmayacağız. LGBTİ+ aktivizminin unutulmaz öncülerindenMarsha P. Johnson’un dediği gibi “Doğru olan için savaşmak adına bir arada durmalıyız.Ve birlikte daha parlak bir gelecek yaratabiliriz.”
ONURLU, EŞİT VE ÖZGÜR BİR YAŞAM İÇİN NEFRETE İNAT YAŞASIN HAYAT!”
Ödül gecesinin ardından Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği, katılımcılara teşekkür ederek, geceyi sonlandırdı.
Sergi 19-25 Kasım arası açık olacak. Katılım için formu doldurabilirsiniz.